Kifoz Nedir?
Halk arasında kamburluk olarak da bilinen kifoz, omurganın anormal bir şekilde öne eğilip, sırtın olması gerektiğinden daha fazla kavislenmesi durumudur. Hafif kifozlar genellikle kişide çok az probleme neden olurken şiddetli kifozlar, ayakta durmaktan, nefes alma güçlüğüne kadar çeşitli problemlere sebebiyet verebilir.
Kifoz Belirtileri Nelerdir?
Kifozun belirti ve semptomları, eğriliğin nedenine ve ciddiyetine bağlı olarak değişir. Bunlar şu şekilde sıralanabilir; düşük omuzlar, arkada görünür bir kambur, hafif sırt ağrısı, yorgunluk, omurga sertliği, sıkı diz kirişleri (uyluğun arkasındaki kaslar). Nadiren de olsa ilerleyen kamburluk bacaklarda zayıflık ve karıncalanma, duyu kaybı ve nefes darlığı gibi solunum sistemi rahatsızlıklarını ortaya çıkarabilmektedir.
Kifoz Tanısı Nasıl Konur?
Hasta hikayesi ve doktor muayenesi tanı ve tedaviyi şekillendirir. Okullarda skolyoz taraması yapılıncaya kadar hafif derece olan kifozlar genellikle fark edilemezler. Hastanın sırtındaki eğrilik fark edilecek kadar belirginse hasta ve ebeveynler için oldukça rahatsız edicidir. Sırtta oluşan kozmetik sorunlar hastayı doktora götüren ana şikâyet olmaktadır. Muayene sırasında, doktor hastanın her iki ayağı bitişik, dizleri düz ve kolları serbest şekilde öne doğru eğilmesini ister. “Adem’in öne eğilme testi” olarak adlandırılan bu test, doktorun omurganın eğimini daha iyi görmesini ve herhangi bir omurga deformitesini gözlemlemesini sağlar.
Hasta hikayesi ve muayeneye ek olarak direk radyografiler (röntgen) tanıda oldukça yardımcıdır. Uygun pozisyonda çekilmiş grafilerde kifozun derecesi belirlenebilir ve tedavi seçiminde yardımcı olur. Bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans görüntüleme yöntemleri eşlik edebilecek kemik-sinir- kas patolojilerini ortaya koymada, kifozun diğer hastalıklarla olan ayrıcı tanısında oldukça yardımcıdır.
Kifoz Türleri Nelerdir?
Birçok kifoz alt tipi olmasına rağmen toplumda sık olarak karşımıza çıkan 3 adet kifoz çeşidi bulunmaktadır.
- Postural kifoz; en yaygın görülen kifoz türüdür. Genellikle ergenlik döneminde belirgin hale gelir. Klinik olarak kötü postur ve kambur durma ile kendini gösterir, ancak omurganın ciddi yapısal anormallikleri bu kifoz türünde görülmez. Hastadan dik durması istenildiğinde hasta bunu yerine getirebilir. Ağrı nadiren ortaya çıkar ve eğri ilerlemediğinden erişkin yaşlarda sorunlara yol açmayabilir.
- Scheuermann kifozu; ismini hastalığı tanımlayan radyoloji doktorundan almaktadır. Postüral kifoz gibi, scheuermann’ın kifozu da genellikle gençlik yıllarında belirginleşir. Bununla birlikte; scheuermann kifozu özellikle zayıf hastalarda, postural kifozdan önemli ölçüde daha şiddetli bir kamburluğa neden olabilir. Scheuermann kifozuna omurgadaki yapısal bir anormallik neden olur. Scheuermann kifozu olan bir hastada, yandan çekilmiş bir röntgende, birkaç ardışık omurun, normal dikdörtgen şekil yerine daha üçgen bir şekle sahip olduğu görülür. Scheuermann kifozunun neden olduğu eğrilik genellikle keskin ve açılıdır. Postüral kifozlu bir hastanın aksine, scheuermann kifozlu bir hasta, dik durarak eğriyi düzeltemez. Scheuermann kifozu bazen ağrılı olabilir. Aktivite, uzun süre ayakta durma veya oturma gibi eylemler ağrıyı daha da kötüleştirebilir.
- Konjenital kifoz; kamburluk doğumla birlikte mevcuttur. Bebek, rahimdeyken omurga normal şekilde gelişmediğinde ortaya çıkar. Kemikler olması gerektiği gibi oluşmayabilir veya birkaç omur birbirine kaynaşmış olabilir. Konjenital kifoz tipik olarak çocuğun yaşı ilerledikçe kötüleşir. Çoğu zaman, bu hastaların kalp ve böbrekler gibi vücudun diğer kısımlarını etkileyen ek doğum kusurları vardır.
Kifoz Tedavisi Nedir? Kimlere Cerrahi Tedavi Yapılır?
Kifoz hastalarına uygulanacak tedavinin amacı eğriliğin ilerlemesini durdurmak ve deformiteyi önlemektir. Hastaya uygulanacak tedavi yönteminin belirlenmesinde; hastanın yaşı ve genel sağlığı, kalan büyüme yıllarının sayısı, kifoz çeşidi ve eğriliğin şiddeti etkendir. Cerrahi ve cerrahi dışı (konservatif) tedavi yöntemleri uygulanabilmektedir.
Cerrahi Olmayan Tedavi
Postural kifozlu hastalarda genellikle cerrahi olmayan tedavi önerilir. Ayrıca, 75 dereceden az eğrileri olan scheuermann kifozlu hastalara da bu tedavi seçenekleri önerilir.
Cerrahi Olmayan Tedavi Seçenekleri
- Gözlem: doktor, sorunun daha kötüye gitmediğinden emin olmak için eğriliği izlemeyi önerebilir. Özellikle kifoz, bir çocuk hastada gözlendiğinde tamamen büyüyene kadar periyodik ziyaretler ve röntgenler istenebilir. Eğri kötüleşmedikçe veya ağrılı hale gelmedikçe başka bir tedaviye gerek olmayabilir.
- Fizik tedavi: spesifik kifoz egzersizleri, karın ve sırttaki kasları güçlendirerek, sırt ağrısını hafifletmeye ve duruşu iyileştirmeye yardımcı olabilir
- Steroid yapıda olmayan antiinflamatuar ilaçlar (nsaıd’ler): aspirin, ibuprofen ve naproksen dahil olmak üzere nsaıd’ler sırt ağrısını hafifletmeye yardımcı olabilir.
- Destek: halen büyümekte olan scheuermann kifozu olan hastalar için kifoz korsesi önerilebilir. Spesifik korse tipi ve takılması gereken günlük saat sayısı, eğrinin ciddiyetine bağlı olacaktır. Eğrilik iyileştikçe doktor korseyi düzenli olarak ayarlar. Tipik olarak, çocuk iskelet olgunluğuna erişene ve büyümesi tamamlanana kadar korseler takılır.
Cerrahi Tedavi
Doğuştan kifozlu hastalar için genellikle ameliyat önerilir. Ayrıca aşağıdaki durumlar için de ameliyat önerilebilir.
- 75 dereceden fazla eğrileri olan scheuermann kifozlu hastalar
- Cerrahi olmayan tedavi ile düzelmeyen şiddetli bel ağrısı olan hastalar
Spinal füzyon (kaynaştırma), kifozu tedavi etmek için en yaygın olarak kullanılan cerrahi prosedürdür. Uygulanacak füzyon cerrahisinin amaçları; eğriliğin derecesini azaltmak, daha fazla ilerlemesini engellemek, zaman içindeki gelişimi sürdürebilmek, ciddi sırt ağrısını hafifletmek
Cerrahi Öncesi Ve Sonrası Yapılması Gerekenler
Tüm radyolojik incelemeler yapıldıktan ve ameliyat kararı kesinleştikten sonra artık sıra ameliyat için gün belirlemeye gelir. Bu karar doktor, hasta ve hasta yakınları ile ortak verilecek bir karardır. Hastanın ameliyat öncesi anestezi hekimleri tarafından değerlendirilmesi gerekir. Anestezi hekimi ek tetkik yaptırabilir, hastanın ameliyat öncesi birtakım tedaviler görmesini isteyebilir.
Hastadan ameliyattan 1 gün önce duş yapması, gece 12’den sonra aç kalması istenir. Aç kalmaktan kasıt tam oruç halidir, yani yemek yenmez ya da su içilmez. Ameliyat sabahı olabilecek tersliklerden uzak kalabilmek için hastaneye bir veya birkaç gece önceden yatışı yapılır.
Ameliyat sonrası hastanın hastaneye yatışı boyunca ağrı yönetimi sağlanır. Ortaya çıkabilecek kan düşüklüğü, anestezik maddelere bağlı etkiler-yan etkiler, yara yeri yakından takip edilir. Mümkün olduğu en kısa sürede hasta oturtulur-yürütülür ve hasta bunun için cesaretlendirilir. Hastaya solunum egzersizleri gösterilir. Taburculuk sonrasında da hastanın dikişleri alınana kadar yara yeri takibi yapılır.
Hasta oturma yürüme ve temel ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra aktif faaliyetlere geçmesi, spora başlaması hastanın tolere edebileceği süre içerisinde yapılabilmektedir. Hastaların oturarak, ayakta ve yürürken yapabileceği birçok egzersiz çeşidi bulunmakla beraber bu egzersizler sırtta oluşacak katılığın yumuşamasını ve ağrıların azalmasını sağlar.