Egzersiz yapmak beden sağlığınız açısından önemlidir, ancak bazen spor yaparken veya egzersiz yaparken bedeninize zarar verebilirsiniz. Spor yaralanmaları sadece ciddi spor dalları ile uğraşılırken değil, günlük hayatta da gerçekleşebilmektedir. Spor yaralanmaları bazı yaralanma tiplerine verilen genel bir isimdir. En yaygın spor yaralanmaları: burkulmalar, diz yaralanmaları, kas hasarları, aşil tendonu yaralanmaları, kaval kemiği ağrıları, omuz kas yırtıkları, kırıklar, çıkıklar, bağ yırtıkları, menisküs yırtıkları olarak karşımıza çıkmaktadır.
Spor Yaralanmalarının Türleri
Spor yaralamaları akut ve kronik yaralanmalar olarak iki türdür:
- Akut yaralanmalar:
Vücudun bir bölümünün aşırı hıza ve alabildiğinden daha fazla yüke maruz bırakılması akut yaralanmalara neden olmaktadır. Akut yaralanmalara örnek olarak düşme, çarpma, darbeler, burkulma eylemleri ve kırık, çıkık gibi durumlar verilebilir.
- Kronik yaralanmalar:
Kronik yaralanmalar genel olarak aynı, aralıksız olarak tekrarlanan hareketler nedeniyle oluşur. Kronik yaralanmalara ise stres kırıkları ve tenisçi dirseği örnek olarak verilebilir.
Spor Yaralanması Çeşitleri Nelerdir?
Yapılan sporun türüne göre spor yaralanmaları çeşitlilik göstermektedir:
- Futbol: özellikle karın ve bacak kaslarını etkileyen bir spordur. Bunun için futbol daha çok karın ve bacak kası ile ilgili sakatlanmalara yol açmaktadır.
- Yüzme: sırt ve kol kaslarını etkiler. Bu nedenle yüzme ile ilgili sakatlanmalar sırt ve kollarda meydana gelmektedir.
- Halter: en riskli spor yaralanmalarından biridir. Özellikle karın, kol, bacak ve sırt kaslarını çalıştıran bir spor dalıdır. Bu nedenle halterle ilgilenen kişilerde yaygın olarak karın, kol, bacak ve sırt ile ilgili sakatlanmalar görülmektedir.
- Tenis: bu sporda yoğun olarak kol, omuz, ayak bileği ve el kullanılmaktadır. Bu nedenle tenis kol, omuz ayak bileği ve el bölgesinde ciddi sakatlanmalara neden olabilecek bir spor dalıdır.
- Basketbol: kol ve bacak kaslarının ağırlıklı olarak kullanıldığı bu spor dalında kol ve bacak sakatlanmaları daha sık oluşmaktadır.
- Voleybol: kol, el, bacak ve karın kasları çalıştırılmaktadır. Dolayısıyla voleybolda en çok çalışan kol, el, bacak ve karın bölgelerinde oluşan sakatlıklar daha fazladır.
Diz Eklemi Ve Spor Yaralanmaları
Spor faaliyetleri sırasında diz yaralanmaları sık olarak görülmektedir. Özellikle de içinde rekabetin olduğu takım sporlarında (futbol, basketbol, voleybol gibi) diz yaralanmaları daha sık olarak karşımıza çıkmaktadır. Travmatik diz yaralanmalarında dizin yapısını oluşturan tüm yapılarda çeşitli düzeylerde bozulmalar görülebilmesine karşın günlük pratiğimizde en sık menisküs yırtıkları, ön-arka çapraz bağ yırtıkları, iç-dış yan bağ yırtıkları ve kıkırdak yaralanmalarını görmekteyiz.
Menisküs Yırtığı Nedir?
Dizin yapısında iç ve dış menisküs olmak üzere 2 adet menisküs dokusu vardır.
Menisküsler, diz eklemi hareketi sırasında ekleme gelen yüklerin düzgün bir şekilde dağılmasını, eklem kayganlığını, kıkırdak doku için yüklerin absorpsiyonunu sağlayan önemli bir dokudur. Menisküsler genellikle genç insanlarda ani gelişen travmalar sonucunda yırtılırken daha ileri yaşlarda menisküslerin doku kalitesinin bozulması ile (dejenerasyon) günlük yaşam içindeki ters hareketler ile yırtılır.
Spor sırasında menisküs yırtıldığı zaman ağrı ve şişlik olarak semptom verir. Daha sonraki dönemde ilaveten takılma, ses gelmesi, hareket kısıtlılığı, kilitlenme gibi yakınmalar eklenebilir. Uygun şekilde tedavi edilmeyen menisküs yırtıklarının ilerleyen süreçte diz ekleminde ek sorunlara özellikle de artroza yol açtığı (kireçlenme) bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bunun gibi birçok nedenden dolayı spor yaralanmaları ciddiye alınmalıdır.
Ön Çapraz Bağ Yaralanmaları (ÖÇB) Nedir?
Öçb dizin dengesini sağlayan 4 önemli bağdan biridir (diğerleri arka çapraz, iç ve dış yan bağdır). Dizin orta-iç kısmında yer alan öçb’nin görevi diz ekleminin ön doğru çıkmasını engellemektir.
Öçb genellikle sportif aktivitedeki yaralanma ile oluşur. İster kişisel isterse her türlü takım sporlarıyla uğraşanlarda görülebilmesine karşın en sık rekabetçi spor müsabakalarında sabit bacak üzerinde ani rotasyonel (dönme) hareket ile oluşur. Ön çapraz bağ yaralanmaları sonrasında kişinin dizinde şişlik ve ağrı başlar, sonrasında genellikle kişi spor müsabakasına devam edemez. Öçb kopmaları yüksek enerjili yaralanmalar olduğundan ek olarak menisküs yırtıkları ve kıkırdak yaralanmalarında beklenmelidir.
Ayrıca kronik dönemde dizin dengesi bozulacağından ve sık sık diz ekleminde kaymalar görüleceğinden diz içindeki yapılar aşamalı olarak bozulacaktır. Bu durum ilerleyen zamanda diz ekleminde kireçlenme olarak karşımıza çıkacaktır. Bilimsel olarak öçb kopmaları tedavi edilmediği takdirde 10 yıl sonrasında %50 oranında kireçlenmeye yol açtığı gösterilmiştir. Bu nedenle öçb yaralanmalarının tanısı ve tedavisi uzmanlık gerektirir.
Kıkırdak Yaralanmaları Bedir?
Eklem kıkırdak dokusu eklemi oluşturan kemiklerin uç kısımlarda yer alan bir çeşit yüzey kaplaması olarak düşünülebilir. Kıkırdak dokusu kendine has özelliği olan kaygan, parlak, pürüzsüz bir yapıdır. İşte biz bu eşsiz kıkırdak dokusu sayesinde günlük aktivitelerimizi ağrısız, hatta ağır sportif faaliyetleri sorunsuz olarak yaparız.
Spor yaralanmaları nedeniyle oluşan menisküs yırtıklarının ve ön çapraz bağ yaralanmalarının üçte birinde çeşitli derecelerde kıkırdak sorunları ile karşılaşılmaktadır.
Eklem kıkırdak lezyonlarının tanısı koyulduktan sonra erken dönemde tedavisi; eklem fonksiyonlarının korunması, hastanın ağrısının giderilmesi ve erken osteoartrit gelişiminin önlenmesi açısından oldukça önemlidir.
Günümüzde dünya çapında ortopedik hastalıklar arasında en tartışmalı konuların başında kıkırdak yaralanmalarının tedavisi gelmektedir. Çünkü eklem kıkırdağının iyileşme yeteneği yok denecek kadar azdır. Vücuttaki diğer dokuların aksine, eklem kıkırdağı yaralanma sonrası kendini orijinal olarak yenileyemez. Kıkırdakta iyileşme cevabını oluşturmak için mutlaka cerrahi müdahaleler gereklidir.
Kıkırdak lezyonunun görüldüğü ekleme, hasarın derecesine, ek olarak bağ yaralanmasının olması, hastanın fiziksel aktivitesine göre çeşitli tedaviler uygulanmaktadır. Cerrahi tedaviler genellikle artroskopik (kapalı) veya gerekiyorsa açık cerrahi olarak yapılabilir. Artroskopik yöntem ile lavaj, kondral tıraşlama, debridman, mikrokırık gibi tedavi seçenekleri uygun endikasyonlu hastalarda başarıyla uygulanmaktadır.
Omuz eklemi ve spor yaralanmaları
Omuz Çıkığı
Omuz Eklemi: Kol kemiğinin (humerus) kürek kemiğinde (skapula) bulunan eklem (glenoid) kısmına gelerek oluşur. Bu eklemin üzeri kapsül denilen bir örtü ile sağlamlaştırılır. Çevirici kaslar da bu yapıların etrafını sarar. Omuz çıkığı işte bu eklem bütünlüğünün bozulmasına denir. Kol kemiğinin faklı nedenlerle kapsülü ve çevre dokuları yırtarak eklemden çıkmasına omuz çıkığı denir.
İlk omuz çıkığı genellikle oldukça büyük bir travma ile oluşur. Yeterli tedavi olmuş veya olmamış kişilerde ikinci ve sonraki çıkıklar şaşırtıcı derecede kolay olabilir. İlk çıkık sonrası tedavi kurallarına uygun yapılmış bile olsa yeniden çıkma olasılığı vardır. Özellikle ilk çıkık 20 yaş altında olmuşsa %80’nin üzerinde yeniden çıkık olasılığı vardır. 40 yaş sonrası ilk omuz çıkığı geçiren hastalarda tekrarlayıcı çıkık oranı %20’lere iner.
Tekrarlayan çıkıklar omuz ekleminde bozulma ve kireçlenmelere neden olurken omuz çevresi kas ve tendonlarda kalıcı hasarlar oluşturabilir. Ayrıca beklenmeyen zamanlarda oluşan omuz çıkıkları ek sakatlıklara da neden olur. Bütün bu nedenlerle tekrarlayan omuz çıkıklarında cerrahi tedavi önerilir.
Genelde artroskopik %80, açık operasyonlar ile %85’ler civarında başarı sağlamaktadır. Omuz çıkıklarının değişik tiplerinde değişik artroskopik (kapalı) cerrahi yöntemleri vardır.
Omuz Kas ve Bağ Yırtıkları
Omuz eklemi içerisinde sıklıkla karşılaşılan omuz ağrısı nedenlerinden birkaçı da omuz rotator manşet yırtıkları ve labrum yırtıklarıdır. Sıklıkla omuz çıkığı sonrasında omuz eklemi içindeki bağ yapılar (başlıca labrum ve omuz eklemini yerinde tutan bağlar) ve omuz eklemi etrafındaki kas grubu (rotator manşet kasları) zarar görebilmektedir. Omuz çıkığı dışında direk travma veya kronik zedelenmeden dolayı da bu yapılarda yırtıklar oluşabilmektedir. Omuz ağrısının önemli nedenlerinden olan bu hastalıklar için uzman hekim tarafından ayrıntılı inceleme ve değerlendirme yapmak gerekmektedir. Tanı konulan hastalar için tedavi seçenekleri konservatif ve cerrahi tedavi şeklinde uygulanabilmektedir. Ciddi ağrı ve fonksiyon kaybı olan özellikle tam kat rotator manşet kas yırtığı olan hastalar cerrahiden fayda görmektedir. Cerrahi seçenek olarak yine artroskopik cerrahi sonuçlar bakımından oldukça etkili bir yöntemdir. Diğer bağ ve tendon yaralanmaları için ayrıntılı değerlendirme, tetkik ve tedavi protokolleri hastalarımızın en kısa zamanda normal hayatlarına kavuşmaları için titizlikle uygulanmaktadır.
Omuz Sıkışma (Impingment) Sendromu
Omuz ağrısının en sık sebeplerinden biridir. Omuz ekleminin aşırı kullanımına, omuz eklemi etrafındaki kas ve bağların zayıflığına ve travmalara bağlı ortaya çıkan, tedavi edilmediğinde hareket kısıtlılığı ve fonksiyonel kaybına neden olan, omuzun ağrılı bir problemidir. Omuz eklemi içerisindeki kemik yapılar arasında omuz ekleminin hareketini ve stabilitesini sağlayan kas ve bağların sıkışması ile ortaya çıkar. Hastanın ayrıntılı muayenesi, özellikli testler ile değerlendirilmesi ve görüntüleme yöntemleri ile tanı rahatlıkla konulabilir. Tedavi seçenekleri arasında omuz hareketlerinin düzenlenmesi, fizik tedavi yöntemleri, sıcak soğuk uygulamalar, omuz enjeksiyonları uygulanabilir. Hafif düzeyde sıkışma sendromuna sahip olan hastalar genellikle bu tedavi yöntemlerinden fayda görmektedir. Ancak uzun süreli ve şiddetli şikâyeti olan hastalar için cerrahi yöntemler daha faydalı olmaktadır. Omuzda sıkışmaya sebep olan patoloji net olarak belirlendikten sonra cerrahi planlama yapılır. Günümüzde sıklıkla kapalı artroskopik yöntemler ile omuz sıkışma sendromu cerrahi olarak tedavi edilmektedir.
Ayak Bileği Yaralanmaları ve Spor
Ayak bileği eklemi, kaval kemiğini oluşturan (tibia ve fibula) iki kemik ile bu kemiklerin eklem yaptığı talus adı verilen kemiklerden oluşan makara şeklinde bir eklemdir. Birbirine bakan kemik yüzeyler kıkırdak ile kaplıdır. Kıkırdak yüzeylerin kaymasını sağlayan sıvıyı üreten süngerimsi bir yapı (sinovial doku) eklemin içinde yer alır. Tüm bu yapılar kapsül adı verilen bir kalın örtü ile sarılır ve ayak bileği etrafındaki güçlü bağlar ile sağlamlık kazanılır.
Ayak Bileği Sıkışma (Impigment) Sorunları
Ayak bileği çevresindeki veya içerisindeki dokuların belli hareketlerle sıkışarak ağrı yaratmasına ayak bileği sıkışma (impingment) sendromu denir. Sıkışma çoğunlukla ayak bileği tam ön ve arkaya doğru hareket ettiğinde artar, ön kısımda olan sıkışma genellikle ayak bileği burkulması sonrasında ortaya çıkar: ayak bileği ön kısmındaki bu sıkışmaya ön (anteriyor) sıkışma denir, zamanla, ayak bileği ön kenarı boyunca sıkışma tahrişe yol açabilir. Geçmişte tekrarlayan ayak bileği burkulmaları sonucunda zamanla kemik çıkıntıları oluşur bu durum ağrı ve zamanla sürtünmeye bağlı eklem kıkırdağının bozulmasına yol açar. Arka (posteriyor) sıkışma çoğunlukla bale dansçıları gibi aşırı öne doğru ayak bileği hareketi yapan kişilerde görülür ve ağrı ayak bileği arka kısmında oluşur. Cerrahi dışı ve cerrahi tedaviler hasta şikâyetlerine ve bulgulara bağlı olarak uygulanmaktadır.
Cerrahi Dışı Tedavi
Şişlik ve ağrının azalması için ayak bileği dinlendirilir, buz tatbiki yapılır, ödem giderici (antienflamatuar) ilaçlar kullanılır. Ayak bileği hareketlerini bir süre kısıtlamak uygun olur bunun için ortezler kullanılabilir. Bu dönemde fizik tedavi ile bir süre hasta takip edilmelidir.
Cerrahi Tedavi
Cerrahi dışı tedaviler ile ilerleme sağlanamaz ise cerrahi tedavi yapılmalıdır. Cerrahi tedavide sıklıkla kullanılan yöntem artroskopik ayak bileği cerrahisidir, iki küçük delikten yapılan bu cerrahi yöntemde ayak bileği sıkışmasına neden olan kemik ve yumuşak dokular uygun aletlerle temizlenir. Cerrahi girişim sonrasında hastalara koltuk değneği kullanmaları önerilir, bu süre 2- 3 hafta kadardır, daha sonra hasta sıkı bir rehabilitasyon programına alınır
Ayak Bileği Kıkırdak Yaralanmaları
Kıkırdak yaralanmaları ayak bileğinde ağrı ve eklem sertliği oluşturan bir sorundur tüm yaş gruplarında görülebilir. Vakalarının çoğunda, genellikle ayak bileği burkulması sonrası kıkırdak hasarı vardır. Kıkırdak hasarı ayak bileği yaralanmasına bağlı olarak değişim gösterir, sıklıkla talusun üst kısmında oluşur. Cerrahi dışı ve cerrahi tedaviler hasta şikâyetlerine ve bulgulara bağlı olarak uygulanmaktadır.
Cerrahi dışı tedavi; altı hafta ayak bileği hareketsiz bırakılır ve koltuk değneği kullanarak ayak bileğine yük binmesi engellenir, kontrollerde eğer iyileşme tespit edilirse bu şekilde takip edilir.
Cerrahi tedavi; yapılan tetkiklerde büyük- ayrılmış kıkırdak parçası tespit edilmişse veya takiplerde iyileşme tespit edilemez ise cerrahiye karar vermek gerekir. Ameliyatta artroskopik yöntem ile ayak bileği eklemine girilerek kırık parça çıkarılır ve parçanın koptuğu yer temizlenir bölgeye delikler açılır.
Eğer kıkırdak hasarlı bölge büyükse, açık cerrahi yöntem kullanılarak mozaik plasti denilen kıkırdak transferi yöntemi kullanılabilir.
Dirsek Yaralanmaları
Atıcılardaki dirsek yaralanmaları genellikle aşırı ve tekrar eden yüksek streslerin sonucudur. Çoğu durumda, atlet atmayı bıraktığında ağrı gider. Bu yaralanmaların çoğu atıcı olmayanlarda nadir görülebilir. Fakat tamirci, muslukçu, gol oynayanlar veya bazı ev hanımlarında da görülebilir.
Beysbol atıcılarında, yaralanma oranı, fırlatılan perdelerin sayısı, perdelik atışların sayısı ve her yıl harcanan ay sayısı ile büyük ölçüde ilişkilidir. Uzun boylu ve daha ağır atıcılar, daha yüksek hız ile fırlatan atıcılar ve vitrinlere katılanlar da daha yüksek yaralanma riski altındadır. Kol ağrısı ya da yorgunken atılan süitler en yüksek yaralanma oranına sahiptir.
Bu koşulların çoğu, başlangıçta atma sırasında veya sonrasında ağrıya neden olur. Genellikle atmak veya atış hızını azaltma yeteneğini sınırlar. Ulnar nörit durumunda, sporcu sık sık yukarıda tarif edildiği gibi dirsek, önkol veya elin uyuşma ve karıncalanma durumunu yaşayacak.
Tıbbi geçmiş, sporcunun genel tıbbi sağlığı, klinik şikayetler, ilk başladığında ve atletik katılımın doğası ve sıklığı hakkında bilgi sahibi olmak önemlidir.
Tedavi seçenekleri olarak yaralanmanın tipine, semptomların süresine ve şiddetine, hastanın aktivitesine göre seçilir. Bandaj tedavisi, prp ve kortikosteroid enjeksiyonu, egzersiz ve fizik tedavi yöntemleri tedavi seçenekleri arasında yer alır. Seçilmiş hastalarda ve yukarıda bahsedilen tedavi seçenekleriyle şikayetleri gerilemeyen hastalarda cerrahi tedavi gündeme gelmektedir.
El Bileği Yaralanmaları
El bileği bağ yaralanmaları genelde el bileği üzerine düşme veya çeşitli aktiviteler sırasında oluşan travmalar ile meydana gelir. Travma sonrasında genelde el bileği şişer bazen morarma oluşabilir. Genellikle hareket sırasında ağrı vardır. Çıkık ve kırıkla beraber bağ yaralanmaları oluşabileceği gibi kırık oluşmadan da bağ yaralanması saptanabilir. Genellikle kırık olmadan bağ yaralanmaları dikkate alınmayabilir ve ileri daha ciddi problemlere yol açabilir.
El bileğinde en çok hasara uğrayan ligaman el bileğindeki kemiklerin ana düzenini sağlayan skafolunat isimli bağdır. Bu bağın hasarlanması el bilek kemiklerinin pozisyonun değişmesine ve kronik ağrılara sebebiyet verebilmektedir.
Muayene sırasında el bileği başparmak tarafında hassasiyet saptanır. Röntgen incelemesi yapılarak el bileği kemikleri arasındaki dizilim ve pozisyon değişimleri incelenir. Manyetik rezonans ve bilgisayarlı tomografi tetkiklerinin de yapılması tanı için yardımcı olabilmektedir.
Tedavi ise el bileği ateli kullanımından cerrahi tedaviye kadar uzanan çeşitlilik gösterir. Cerrahi tedavi seçenekleri açık cerrahi veya kapalı cerrahi olarak uygulanabilmektedir.
Spor Yaralanmalarında Uygulanabilecek Tedavi Yöntemleri
Omuz Artroskopisi
Omuz, vücudunuzdaki eklemlerin en esnek olanıdır. Kolun hemen her yönde hareket etmesini sağlayan bir yapıya sahiptir. Bu özelliği yüzünden omuz yaralanmaya ve hasar görmeye çok yatkındır. Artroskopi adı verilen bir cerrahi işlemle çözüm bulunabilinir. Omuzda oluşacak problemler, omuz çıkıkları, omuz sıkışma sendromları, sakatlanmalar, donmuş omuz sendromu gibi durumlarda ya da kazalar sonucunda oluşabilir ve sık tekrarlayabilir. Ancak bu problemler aşılabilmektedir.
Artroskopi yöntemi ile küçük kesikler yaparak omuz ekleminin içi görebilir ve cerrahi işlem yapılabilir. Bu işlem için artroskop denilen ince, uzun ve ışıklı bir cihaz kullanılır. Ameliyat sırasında artroskop, eklemin içinden aldığı canlı video görüntülerini monitöre aktarır ve bu görüntüler sayesinde, tedavi edilebilir. Artroskopi yönteminde çok küçük kesikler yapıldığı için, iyileşme dönemi açık ameliyatlara kıyasla çok daha kısa sürer ve çok daha az acılıdır.
Omuzda olan sıkışma(impigement), omuz kuşağı kaslarının yırtılması, omuz eklem kapsülünün zedelenmesi, labrum yırtığı, omuz eklemi kireçlenmesi ve omuz eklemi içerisinde serbest cisimler bulunması halinde omuz artroskopisi uygulanabilecek tedaviler arasında yer alır.
Omuz artroskopisi ameliyatı sonrası; genellik bir gece hastanede yatırılır. Antibiyotik ve ağrı kesici verilir. Kol gövde bandajı ile yatak istirahati uygulanır. Her ne kadar açık ameliyata göre iyileşme hızlı ve kısa sürse de birkaç hafta istirahat önerilir. Buz uygulaması ortalama saat başı 15 dakika şişlik için yapılır. 2 günde bir pansuman yapılır, 15 gün olunca dikişler alınır ve duş yapılabilir. Hekiminiz gerekli gördüğü sürece kol gövde askısı kullanmalısınız.
Diz Artroskopisi
Genç yaşlardaki hastalarda çoğunlukla sportif aktiviteler sırasında meydana gelen burkulmalarda menisküsler yırtılabilir. Orta yaş ve daha ileri yaşlarda da menisküsler eskimeye başlar, elastikiyet ve sağlamlıkları azalır. Bu nedenle belirgin bir yaralanma olmadan çömelip kalma gibi günlük hareketlerle bile yırtılabilir. Menisküsler yırtıldığında menisküs rahatsızlığı ortaya çıkar. Dizde şişme, ağrı, takılma hissi, dizi tam düzeltememe gibi durumların sadece biri veya birkaçı birden meydana gelebilir. Böyle bir durumda artroskopi ile tedavi düşünülmelidir. Menisküs yırtıkları sadece sporcularda olmaz herkeste hemen her yaşta olabilir.
Ön çapraz bağ sıklıkla sportif bir aktivite sonucu kopar. En sık rastladığımız yaralanma şekli futbol, basketbol gibi yüksek tempolu sporlarda genellikle sabit ayak üzerinde vücudun ani dönme hareketi sırasında meydana gelir ve genellikle bir darbe veya temas söz konusu olmayabilir. Özellikle çivili futbol ayakkabılarının zemine saplanması sonrasında ani dönme hareketi yapılırsa, ayak sabit iken gövde diz üzerinde dönmeye zorlandığında yırtık meydana gelebilir. Ön çapraz bağ yaralanması sırasında dizde ani bir kopma hissi ile hemen birkaç saat içinde diz şişer.
Ameliyat artroskopik olarak (kapalı yöntemle) yapılmaktadır. Menisküs yırtığı veya başka ek lezyon bulunup bulunmamasına göre ameliyat ortalama 60-90 dakika arasında sürmektedir. Ön çapraz bağ tamiri; kopan bağın uç uca dikilmesi ile tedavi edilebilen bir cerrahi yöntemi değildir. Erişkinlerde ön çapraz bağ, çoğunlukla gövdesindeki lifler ayrılıp parçalanarak yırtılır. Saçaklanmış bir doku şeklindeki bağın tamiri mümkün değildir ve ameliyat sırasında yeni bir doku ile bağın onarılması gerekir. Kopan bağın yerine bağ nakli yapılarak tedavi edilebilmektedir.
Dirsek Artroskopisi
Dirseğin iki yanından ve arkasından açılan üç veya dört adet 0,5 cm’lik delikler ve kamera yardımıyla operasyon yapılır. Özellikle dirsek eklemi kıkırdak problemlerinde, eklem içi serbest kemik, kıkırdak parçaları varlığında, eklem içi sinovit varlığında dirsek artroskopik cerrahisi yapılır. Kameralı sistem ile eklem faresi çıkartılması, oluşmuş kireçlenmelerinin temizlenmesi ve oluşmuş yumuşak doku hasarlanmalarının temizlenmesi, eklem kapsülünde gevşetme, romatizmal hastalıklarda sık karşılaştığımız sinovit durumunda sinoviektomi işlemleri yapılabilmektedir.
Eklemin diğer eklemlere de olduğu gibi kapalı ameliyatları teknik olarak biraz daha zor olmakla birlikte hastanın iyileşme dönemini hızlandırmakta ve hasta konforunu artırmaktadır.